Bir Son Hikayesiydi
Şirin bir lise kızı
Belki daha fazlası da vardı ama umursamadı
Parçalarcasına açıldığı belli yakası
Ve arması yamulmuş
Acemice sürdüğü rimel
Göz pınarından taşmış yanaklarında siyah izler bırakmış
Belki de ablasına özeniyordu
Ya da öyle görüyordu filmlerden
O da hani şu topuklu ayakkabı giyemeyenlerden
Sırtında boyundan büyük bir çanta
Ve sarı saçlarında toka,hemde sarı beyaz papatya
Ellerini bağlamış ardında
Ve kafası dik,burnu havada
Tırnaklarnı yemiş belli
Parmakları avuç içlerinde gizli yürüyordu sokakta
Beyaz çoraplar üstü dantelli
Pembe kurdelaları var,pek ucuz işli
Tüm sahip olduklarıyla satın alabilirdi dünyayı
Ve tüm mal varlığı kokulu silgilerinden ibaretti
Bilmedikleri boyundan büyük,daha fazlasına sahipti belki
Kendini keşfetti bu şirine
Canını yaktılar,yeşil gözlerine hüzün
Yanaklarına akan rimel karasına da benzemez
Bir kara çaldılar anlına,vah ne yazık!
Artık topuklu ayakkabı giyebilir!
Tıpkı o filmdeki kız gibi
İşte o film siz bilmezsiniz,o kız
Kaldırımlarda çalışabilir
Ya da vesikası vardır artık kimbilir
Sarı beyaz papatyadan tokaları karardı
Kim diyebilir bir zamanlar bu kızında al al yanakları vardı
Ve masumdu bir bebek kadar,hem temiz
Ve ve kim diyebilir bunun suçlusu da;biz
Hani yoktu dokunabilecek kadar temiz ellerimiz
Verebilecek duru gönüllerimiz vardı hani ve temiz zihnimiz
Aslında biz kirimizi bulaştıranlar
Ondan daha kirliyiz
Hatta öyleki temizlenemeyiz de
Parçaladığımız gönüllerimiz var elimizde
Aç kurtlar gibiyiz,evet,evet,biz
Kimimiz hacıyız,kimizi öğretmen,kimimiz doktoruz
Hatta imamlarımız var
Yetmedi değil mi?
Ve anlamadık
Aslında bir son hikayesiydi
Sadece başına baktık...!
Şirin bir lise kızı
Belki daha fazlası da vardı ama umursamadı
Parçalarcasına açıldığı belli yakası
Ve arması yamulmuş
Acemice sürdüğü rimel
Göz pınarından taşmış yanaklarında siyah izler bırakmış
Belki de ablasına özeniyordu
Ya da öyle görüyordu filmlerden
O da hani şu topuklu ayakkabı giyemeyenlerden
Sırtında boyundan büyük bir çanta
Ve sarı saçlarında toka,hemde sarı beyaz papatya
Ellerini bağlamış ardında
Ve kafası dik,burnu havada
Tırnaklarnı yemiş belli
Parmakları avuç içlerinde gizli yürüyordu sokakta
Beyaz çoraplar üstü dantelli
Pembe kurdelaları var,pek ucuz işli
Tüm sahip olduklarıyla satın alabilirdi dünyayı
Ve tüm mal varlığı kokulu silgilerinden ibaretti
Bilmedikleri boyundan büyük,daha fazlasına sahipti belki
Kendini keşfetti bu şirine
Canını yaktılar,yeşil gözlerine hüzün
Yanaklarına akan rimel karasına da benzemez
Bir kara çaldılar anlına,vah ne yazık!
Artık topuklu ayakkabı giyebilir!
Tıpkı o filmdeki kız gibi
İşte o film siz bilmezsiniz,o kız
Kaldırımlarda çalışabilir
Ya da vesikası vardır artık kimbilir
Sarı beyaz papatyadan tokaları karardı
Kim diyebilir bir zamanlar bu kızında al al yanakları vardı
Ve masumdu bir bebek kadar,hem temiz
Ve ve kim diyebilir bunun suçlusu da;biz
Hani yoktu dokunabilecek kadar temiz ellerimiz
Verebilecek duru gönüllerimiz vardı hani ve temiz zihnimiz
Aslında biz kirimizi bulaştıranlar
Ondan daha kirliyiz
Hatta öyleki temizlenemeyiz de
Parçaladığımız gönüllerimiz var elimizde
Aç kurtlar gibiyiz,evet,evet,biz
Kimimiz hacıyız,kimizi öğretmen,kimimiz doktoruz
Hatta imamlarımız var
Yetmedi değil mi?
Ve anlamadık
Aslında bir son hikayesiydi
Sadece başına baktık...!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder